5. PEYGAMBER‹M‹
Ö⁄REN‹YORUM
A
D‹YANET ‹fiLER‹ BAfiKANLI⁄I YAYINLARI
ANKARA
2006
6. ‹çindekiler
B‹R‹NC‹ BÖLÜM
YET‹M MUHAMMED
HERKES ONU BEKL‹YORDU 09
KUTLU B‹R DO⁄UM 11
ANNEDEN ‹LK AYRILIfi ve GURBET 13
ANNEN‹N SON ÖPÜCÜ⁄Ü 16
DEDES‹ ABDULMUTTAL‹B 17
AMCASI EBU TAL‹B 18
‹K‹NC‹ BÖLÜM
GENÇ MUHAMMED
HAKSIZLIKLARLA MÜCADELEDE DAYANIfiMA 21
EVL‹L‹⁄E G‹DEN YOL 23
ÖRNEK B‹R Efi ve ÖRNEK B‹R BABA 25
HERKES ONA GÜVEN‹YORDU 28
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
ELÇ‹ MUHAMMED
CEBRA‹L ile ‹LK BULUfiMA 31
SIRDAfi HAT‹CE 33
ÇA⁄RI YAYILIYOR 35
ERKAM'IN EV‹ 36
YILDIRMA HAREKETLER‹ BAfiLIYOR 39
Hüzün y›l› 41
YEN‹ YURT ARAYIfiLARI 41
Habeflistan 41
Taif 44
Akabe: Medine’ye giden yol 45
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
MED‹NE'YE H‹CRET
DÖNMEK ‹Ç‹N G‹D‹YORUZ 49
HERKES ONU BEKL‹YORDU 51
7. BEfi‹NC‹ BÖLÜM
MED‹NE: B‹R MEDEN‹YET fiEHR‹
B‹R MEDEN‹YET KURULUYOR 55
Cami 55
Ezan 56
Yerleflim yeri 56
Kardefllik 57
Birlikte yaflama 57
Herkes okullu oldu 59
Ramazan 59
DÜfiMANLIK SÜRÜYOR 60
Dönüm noktas›: Bedir 61
Ac› tecrübe: Uhud 63
Her yol deneniyor: Suikastlar 65
Çetin s›nav: Hendek 66
ALTINCI BÖLÜM
EVE DÖNÜfi
HUDEYB‹YE ANTLAfiMASI 69
HEDEF BÜTÜN DÜNYA 71
MEKKE'N‹N FETH‹ ve EVE DÖNÜfi 72
YED‹NC‹ BÖLÜM
HERKES ONA A⁄LIYORDU
VEDA HACCI ve VEDA HUTBES‹ 75
VEDA 76
AYRILIfi: HERKES ONA A⁄LIYORDU 77
TAR‹H SIRASINA GÖRE HZ. MUHAMMED’‹N (SAS.) HAYATI 79
8.
9. 1. BÖLÜM: YET‹M MUHAMMED r PEYGAMBER‹M‹ Ö⁄REN‹YORUM r 9
B‹R‹NC‹ BÖLÜM
YET‹M MUHAMMED
Herkes Onu Bekliyordu
Müslümanl›ktan önceki döneme cahiliye denir. Bu
dönemde insanlar kötü bir hayat yafl›yordu. Güçsüz
ve yoksullar köle yap›l›yor, toplumdan d›fllan›yordu.
Komflulu¤a önem verilmiyor, insanlar birbirine gü-
venmiyordu. Kad›na de¤er verilmiyor, k›z çocuklar›
diri diri topra¤a gömülüyordu. ‹nsanlar putlara tap›-
yor ve sap›k inan›fllara yöneliyordu. O dönemin ta-
n›klar›ndan ikisi yaflad›klar›n› flu sözlerle anlatm›fl-
lard›r:
“Biz, bilgisizlik ve barbarl›k içinde yafl›yorduk. Putla-
ra tap›yor, ahlâks›zl›k yap›yor, akrabalar›m›zla kavga
ediyorduk. Komfluluk haklar›na hiç önem vermiyor-
duk. Güçlülerimiz zay›flar›m›z› eziyordu.”
10. 10 r PEYGAMBER‹M‹ Ö⁄REN‹YORUM r 1. BÖLÜM: YET‹M MUHAMMED
“Biz cahiliye dönemini yaflam›fl insanlar›z. Putlara ta-
par, çocuklar›m›z› öldürürdük. Benim de bir k›z ço-
cu¤um vard›. Ça¤›rd›¤›m zaman koflarak yan›ma ge-
lirdi. Bir gün yine onu ça¤›rd›m ve yan›ma geldi. Onu
al›p evimizin yak›n›ndaki bir kuyuya götürdüm. Elin-
den tutarak bir hamlede kuyuya at›verdim. K›z›m›n
son sözleri “Babaaa!” fleklindeki 盤l›¤›yd›. Bu 盤l›k
hâlâ kulaklar›mda ç›nl›yor.”
Yaflananlar sadece bunlar m›yd›? Elbette ki hay›r.
‹nsanlar, Allah yerine putlara tap›yordu. Allah’›n evi
olan Kâbe’nin içini putlarla doldurmufllard›.
‹nsanlar, pazarlarda bir eflya gibi al›n›p sat›l›yordu.
‹nsan›n hiçbir de¤eri yoktu.
Güçlü olan zay›f olan› ezerdi. Haks›zl›¤a u¤rayan›n
hakk›n› arayaca¤› bir yer yoktu. Kötülük, yapan›n ya-
n›na kâr kal›rd›.
‹nsanlar su gibi içki içer, kötü kad›nlarla birlikte olur,
gece sabahlara kadar kumar oynard›.
Baz› insanlar bu kötü gidiflten rahats›z oluyordu. An-
cak yapacaklar› pek bir fley de yoktu. Çünkü say›lar›
çok azd›. Üzülüyorlard›. ‹nsanlar, kendilerine do¤ru
yolu gösterecek birinin gelmesini bekliyor, içlerinde
hep bu umudu tafl›yorlard›. Geçmiflte oldu¤u gibi Al-
lah, onlara da bir peygamber gönderecek miydi?
Herkes bu sorunun cevab›n› merak ediyordu. Geç-
miflte de bu türden sorunlar yaflanm›flt›. Her defas›n-
da Allah, insanlara do¤ru yolu göstermek için pey-
gamberler göndermiflti. Gönderilen peygamberler,
do¤ru yolu anlatm›fllar, insanlardan baz›lar› onlara
inanm›fl, baz›lar› da inkâr etmiflti.
11. 1. BÖLÜM: YET‹M MUHAMMED r PEYGAMBER‹M‹ Ö⁄REN‹YORUM r 11
Örne¤in Nuh, Salih, Hud, Yüce Allah taraf›ndan
gönderilen peygamberlerdendi. Toplumlar›, Mekke
halk› gibi do¤ru yoldan uzaklaflt›¤› için Allah onlar›
uyarmak üzere peygamberler göndermiflti. Bu pey-
gamberler, Allah’›n emirlerini anlatmak için müca-
dele ettiler.
‹brahim de büyük mücadeleler vermifl bir peygam-
berdi. Peygamber oldu¤una inanmayanlar onu atefl-
te yakmak istemifl, ama Yüce Allah, onu ateflten kur-
tarm›flt›.
Allah, baz› peygamberlerine kitap göndermiflti. Pey-
gamberler, bu kitaplarla toplumlar›n› ayd›nlatm›flt›.
Allah, Musa Peygambere Tevrat’›, Davud Peygambe-
re Zebur’u, ‹sa Peygambere de ‹ncil’i göndermiflti.
Bu peygamberlerin hepsi insanlar› do¤rulu¤a, iyili-
¤e, güzelli¤e ça¤›rm›flt›r.
‹sa Peygamberden sonra yaklafl›k alt› yüz y›l geçmifl-
ti. ‹nsanlar yine birbirlerine kötülük yapmaya ve Al-
lah’›n buyruklar›na isyan etmeye bafllam›flt›. Bilgin-
ler, art›k bir peygamberin gelme zaman›n›n yaklaflt›-
¤›n› düflünüyordu. Herkes bir peygamberin gelmesi-
ni bekliyordu.
Kutlu Bir Do¤um
571 y›l›n›n Nisan ay›yd›.
nn a
Nisan ay›n›n son günleriydi. Abdulmuttalib bir torun Ay›n yirmisiydi.
n r
bekliyordu. Gözü yollardayd›. Her an bir müjde ala- Peygamberimiz
a rm
bilirdi. K›sa bir süre önce yaflad›klar›n› hat›rlayarak dünyaya geldi.
n a a
yüzünü Kâbe’ye döndü. Gözlerinin önünden yafla- mmYZnn
12. 12 r PEYGAMBER‹M‹ Ö⁄REN‹YORUM r 1. BÖLÜM: YET‹M MUHAMMED
d›klar› geçti: Kâbe’yi y›kmaya gelen Yemen valisi Eb-
Kâbe’yi y›kmaya
m a rehe ile karfl›laflmas› ve onun, develerini rehin al›fl›
gelen fil ordusuna
n n akl›na geldi. Ebrehe, Kâbe’yi y›kmamas› için Abdul-
Rabbinin ne
a nn muttalib’in yalvarmas›n› beklerken, “Ben develerin
yapt›¤›n› görmedin
a t¤n n
mi? Onlar›a sahibiyim, onlar› korumakla yükümlüyüm. Kâbe’nin
bozguna n sahibi Yüce Allah’t›r, onu Allah koruyacakt›r!” dedi-
u¤ratmad› m›?
¤ ¤ini hat›rlad›. Allah, Kâbe’sini korumufltu. Böylece
Onlar›n üzerine
na n rn
k›zg›n tafllar atan
n a onun büyüklü¤ünü bir kez daha hissetmiflti.
kufl sürüsü
r –O¤lum Abdullah, dedi kendi kendine, yutkundu.
gönderdi. Sonunda
ö r n n a
onlar› darmada¤›n
na a n ‹çini bir hüzün kaplam›flt›. Kolay de¤ildi, o¤lu Abdul-
edilmifl ekin
m n lah’› Âmine ile evlendirdikten k›sa bir süre sonra kay-
tarlas›na çevirdi.
a n r betmiflti. fiimdi heyecanla torununun do¤um haberi-
(Fil Suresi) ni bekliyordu.
mmYZnn Tam o s›rada koflarak biri geldi ve “Müjde Abdulmut-
O, seni yetim bulup
n tm talib, bir torunun oldu.” dedi. ‹htiyar kalbinin h›zla
bar›nd›rmad› m›?
a n r çarpt›¤›n› hissetti. Gözlerinden sevinç gözyafllar› sü-
(Duha Suresi, 6. ayet) zülüverdi.
mmYZnn H›zl› ad›mlarla eve geldi. Eve girdi¤inde her taraftan
13. 1. BÖLÜM: YET‹M MUHAMMED r PEYGAMBER‹M‹ Ö⁄REN‹YORUM r 13
minik torununun a¤lama sesleri duyuluyordu. Onu
kuca¤›na ald›, hüzünle kar›fl›k bir sevinç kaplad› yü-
re¤ini. Onu öpüp koklarken o¤lu Abdullah’›n koku-
sunu hissetti. A¤lamakl› oldu. Gözyafl›n› kimse gör-
sün istemedi, onu yüre¤ine ak›tt›. Âmine’ye döndü,
çocu¤un ad›n› ne koyal›m, diye sordu. Âmine, “Mu-
hammed” dedi. Abdulmuttalib bir an duraksad›, bu
isim ailesine yabanc›yd›. Âmine, rüyas›nda kendisine
“Senin bir o¤lun olacak, ad›n› Muhammed koyacak-
s›n!” denildi¤ini anlatt›. Bunun üzerine dede Abdul-
muttalib yetim torununa Muhammed ad›n› koydu.
Sonra dedesi, küçük torununu al›p Kâbe’ye götürdü.
Kendisine bir torun verdi¤i için ellerini aç›p Yüce Al-
lah’a flükretti. “Niçin Muhammed ad›n› koydun?” di-
ye soranlara, “‹nsanlar ve Allah onu övsün.” diye kar-
fl›l›k verdi.
Abdulmuttalib, Kâbe’den eve dönünce, yeni do¤an
bebe¤i görmek için han›m› ve o¤lu Abbas’›n Âmi-
ne’nin evine geldiklerini gördü. Abbas henüz üç ya-
fl›ndayd›. Usulca bebe¤in yan›na gitti. fiaflk›n bak›fl-
larla bebe¤i süzdü ve küçük eliyle onun minik yüzü-
ne dokundu. Onu öpmek istedi. Befli¤ine e¤ildi ve
onu öptü.
Anneden ‹lk Ayr›l›fl ve Gurbet
Havas› çok s›cak olan Mekke, bebeklerin sa¤l›kl› bü-
yümesine uygun de¤ildi. Bu yüzden Mekke’deki bir-
çok aile, yeni do¤an bebeklerini sa¤l›kl› büyümeleri
14. 14 r PEYGAMBER‹M‹ Ö⁄REN‹YORUM r 1. BÖLÜM: YET‹M MUHAMMED
Y›llar sonra Halime,
a n m için köylerdeki sütannelere verirdi. Köylerde ise ço-
bir gün
r n cuk bak›c›l›¤› bir gelir kayna¤›yd›.
Peygamberimizi
a rm
görmek için, Mekke’ye
ö n Muhammed do¤al› bir hafta olmufltu. Âmine de bu
geldi. Peygamberimiz
a rm gelene¤e uyarak çocu¤unu büyütecek bir sütanne
Halime’yi görünce
a m n
aramaya koyuldu. Ancak hiçbir sütanne, dul bir kad›-
“Sevgili anneci¤im!”
¤m
diyerek ona sar›ld›.
r n›n yetim çocu¤una bakmak istemiyordu. Çünkü
Sütannesini evinde
t n n bekledikleri ücreti alamayacaklar›n› düflünüyorlar-
a¤›rlayarak bir
ra a r d›.
iste¤inin olup
t ¤nn
olmad›¤›n› sordu.
m ¤n r Bu s›rada bir yandan da dedesi sütanne ar›yordu.
Halime de
a m Abdulmuttalib, torununu kuca¤›na alarak araflt›rma-
köylerindeki k›tl›k ve
ö rn t
ya bafllad›. O da umdu¤unu bulamad›, ama y›lmad›
kurakl›ktan dert yand›.
r t r
Peygamberimiz de
a rm ve aramaya devam etti. Uzun aramalardan sonra ad›
ona k›rk koyun ve bir
n r n r Halime olan bir kad›na rastlad› ve ona, “Yetim toru-
deve hediye etti. numa sütannelik yapar m›s›n?” diye sordu. Halime
mmYZnn
biraz duraklad›. Yetim bir çocu¤a bakmak konusun-
da pek istekli de¤ildi. Ne var ki sütannelik yapaca¤›
15. 1. BÖLÜM: YET‹M MUHAMMED r PEYGAMBER‹M‹ Ö⁄REN‹YORUM r 15
baflka bir çocuk da bulamam›flt›. Kocas›na dan›flarak
Abdulmuttalib’in teklifini kabul etti.
Halime, Muhammed’i al›p dönüfl haz›rl›klar›n› ta-
mamlad›ktan sonra yola ç›kt›. Uzun bir yolculu¤un
ard›ndan köye vard›lar.
Muhammed, yeni ailesinin yan›nda h›zla büyüyordu.
Sütkardeflleri fieyma ve Abdullah da ona al›flm›flt›.
Muhammed, köy ortam›nda koflup oynuyor, koyun
otlat›yor, günlerini e¤lenerek nefle içinde geçiriyor-
du.
Halime ve kocas› ise Muhammed’in farkl› bir çocuk
oldu¤unu daha ilk günden sezmifllerdi. Çünkü onun
gelmesiyle evlerinin neflesi ve sofralar›n›n bereketi
artm›flt›.
Günler h›zla ak›p gitmifl ve Muhammed befl yafl›na
girmiflti. Art›k annesi Âmine’nin yan›na geri dönme
16. 16 r PEYGAMBER‹M‹ Ö⁄REN‹YORUM r 1. BÖLÜM: YET‹M MUHAMMED
zaman› gelmiflti. Ancak Halime ve ailesi ona öylesine
al›flm›flt› ki ayr›l›k onlara zor geliyordu. Halime, Mu-
hammed’i annesine teslim etmek için Mekke’ye gö-
türdü. Onu, annesine teslim ederken gözyafllar›n› tu-
tamad›. Halime sanki kendi öz çocu¤undan ayr›l›yor-
mufl gibi üzüldü. Mekke’den yüre¤i burkularak ayr›l-
d› ve köyüne geri döndü.
Muhammed, günlerini annesiyle birlikte geçiriyor ve
Mekke’ye, baba oca¤›na al›flmaya çal›fl›yordu.
Muhammed’in day›lar› Medine’de oturuyordu. Âmi-
ne, biraz da day›lar›n›n yan›nda kalmas› için onu al›p
Medine’ye götürdü. Dad›s› Ümmü Eymen de onlar-
la birlikteydi. Medine’de bir ay kald›lar. Sonra Mek-
ke’ye dönmek üzere yola koyuldular. Ebva köyüne
geldiklerinde Âmine hastaland›.
Sevgili
Annenin Son Öpücü¤ü
Peygamberimiz,
a rm
hicretten sonra
r t n n Ümmü Eymen, Mekke’ye geldi¤inde nefes nefese
annesi Âmine’nin
n nn
Abdulmuttalib’i ar›yordu. Befl günlük yorucu bir yol-
kabrini ziyaret etmifl
a rn a t
ve kabrinin üzerini
rnn rn culuktan sonra Mekke’ye ulaflabilmiflti. Âmine’nin
elleriyle düzeltmiflti.
r t t ölümünü Abdulmuttalib’e nas›l anlataca¤›n› düflünü-
Bir taraftan da
r t
gözyafllar›n›
ö a a n
yordu. Bir ara gözü Muhammed’e tak›ld›. Yetim Mu-
tutamam›flt›.
t t hammed, flimdi de öksüz kalm›flt›.
Kendisine niçin
n n n
a¤lad›¤› sorulunca
a ¤ r n a Abdulmuttalib’i buldu¤unda gözyafllar›n› art›k sakla-
“Anne özlemi beni
n m n yamad›. Abdulmuttalib, gelini Âmine’nin hasta oldu-
a¤latt›.” diye cevap
a a ¤unu biliyordu. Son durumunu ö¤renemedi¤i için
vermiflti.
r t
merak içindeydi. Ümmü Eymen’in yan›nda Âmine’yi
mmYZnn
göremeyince iyice tedirgin oldu. Onun yüz ifadesin-
17. 1. BÖLÜM: YET‹M MUHAMMED r PEYGAMBER‹M‹ Ö⁄REN‹YORUM r 17
den kötü bir fley oldu¤unu hissetti. Ümmü Eymen,
bafl›n› e¤erek usulca “Âmine öldü.” dedi. Abdulmut-
talib, ac›s›n› bast›r›rcas›na Muhammed’i ba¤r›na bas-
t›.
Daha sonra Ümmü Eymen, olanlar› anlatmaya
bafllad›. Medine'den Mekke'ye dönmek için yola
ç›km›fllar ve iki günlük bir yolculuktan sonra Ebva
denilen yere gelmifllerdi. Âmine'nin hastal›¤› burada
iyice artm›fl ve ölece¤ini hissetmiflti. Bunun üzerine
biricik o¤lu Muhammed'le konufltu ve onu son kez
öptü. Ard›ndan ruhunu Yüce Allah'a teslim etti.
Babas›n› Medine ve annesini Ebva topraklar›nda b›-
rakan Muhammed’e, s›¤›naca¤› yeni bir yuva
laz›md›.
Bundan sonra ona, dedesi Abdulmuttalib bakacakt›.
Dedesi Abdulmuttalib
Dedesiyle, iki y›l hiç ayr›lmadan yaflam›fllard›. Her
yerde birlikteydiler. Mekke’de kurakl›¤›n oldu¤u se-
ne dedesi onu ya¤mur duas›na bile götürmüfltü. O ol-
madan yeme¤e oturmazd›. Her gitti¤i yerde onu,
baflköfleye oturturdu. Bunun sebebini soranlara ise
torunu Muhammed’e sevgi ile bakarak “‹nflallah o,
ileride çok büyük bir adam olacak.” derdi.
“Abdulmuttalib öldü.” diye bir ses duyuldu. Ev halk›
a¤l›yordu. Muhammed’i arayan gözler, onun bir kö-
flede sessizce oturup a¤lad›¤›n› gördü. Bu haber her-
kesten çok Muhammed’i üzmüfltü. Çünkü o, dedesi-
18. 18 r PEYGAMBER‹M‹ Ö⁄REN‹YORUM r 1. BÖLÜM: YET‹M MUHAMMED
ni babas› gibi seviyordu. Dedesi Abdulmuttalib o ka-
dar s›cak davranm›flt› ki, anne ve babas›n›n yoklu¤u-
nu ona hissettirmemiflti.
Muhammed içli içli a¤l›yordu. S›rt›na dokunan bir
elle kendine geldi. Dönüp bakt›¤›nda amcas› Ebu Ta-
lib’i gördü. Amcas›, elinden tutarak onu aya¤a kald›r-
d›. Bafl›n› okflad› ve “Deden seni bana emanet etti.”
dedi. Bunun üzerine Muhammed de amcas›n›n boy-
Daha sonraki y›llarda
a a n a a
nuna sar›ld›.
Peygamberimiz,
a rm
yengesi olan Esed
n a
k›z› Fat›ma vefat
m a
etti¤inde çok
t ¤n
üzülmüfltü. Bu
m t
Amcas› Ebu Talib
üzüntüsünü “Bugün
n n n
annem vefat etti.”
m a Muhammed, aile ortam›ndaki konuflmalardan
diyerek dile
r fiam’a bir yolculuk yap›laca¤›n› anlam›flt›. Bu yolcu-
getirmiflti ve
tr t luk aylarca sürebilirdi. Amcas›n›n yoklu¤unda Mek-
gömle¤ini ona kefen
ö ¤n n ke’de yaln›z kalmak istemiyordu. Ona, fiam’a gitmek
yapm›flt›.
a m t istedi¤ini söyledi. Amcas›, yolculu¤un uzun ve yoru-
Yengesine olan
n n a cu olaca¤›ndan hastalanabilece¤ini, bu sebeple onu
sevgisini soranlara:
n r a götüremeyece¤ini anlatt›.
–Amcam Ebu
m a Muhammed a¤layarak, amcas› Ebu Talib’in devesi-
Talib’den sonra
n n nin yular›ndan tuttu ve:
yengem kadar bana
n m a
iyilik eden kimse
n m –Amca, sen gidersen ben kiminle kalaca¤›m, dedi.
olmad›. O benim için
m nm n Ye¤eninin bu sözlerinden oldukça etkilenen Ebu Ta-
annem gibiydi.
m lib:
Kendi çocuklar›
n a
dururken önce
r r n –Peki, seni yan›mda götürece¤im. Art›k sen ve ben
benim karn›m›
nm m birbirimizden ayr›lmayaca¤›z, dedi.
doyurur, saçlar›m›
r r a m Bu olaydan sonra Ebu Talib, ye¤eni Muhammed’i ya-
tarard›, demiflti.
m t
n›ndan hiç ay›rmad› ve nereye gittiyse onu da yan›n-
mmYZnn da götürdü.
19. 1. BÖLÜM: YET‹M MUHAMMED r PEYGAMBER‹M‹ Ö⁄REN‹YORUM r 19
Ebu Talib’in ailesi kalabal›kt› ve maddî durumu da Peygamberimize,
a rm
çok iyi de¤ildi. Ebu Talib ve efli, bu s›k›nt›lar›n› ye- gençli¤inde hiç puta
n ¤n t
tap›p tapmad›¤› ve
m ¤
¤enlerine hissettirmemeye çal›fl›yordu. Muhammed, içki içip içmedi¤i
m ¤
amcas›na ve yengesine ifllerinde yard›mc› oluyordu. soruldu¤unda,
r ¤ n a
Gün oluyor ev ifllerine bak›yor, gün oluyor çobanl›k “Hay›r!” diye cevap
a r a
yap›yor ve hayvanlar› otlat›yordu. Yengesi de Mu- vermiflti.
r t
hammed’in üzerine titriyor ve onu öz çocuklar›ndan O, içinde yaflad›¤›
n a ¤
ay›rm›yordu. toplumun
m n
kötülüklerine ve
ö rn
Böylece Muhammed, amcas›n›n yan›nda büyüyüp çirkinliklerine ömrü
r n rn
genç bir delikanl› olmufltu. boyunca asla
n a a
bulaflmam›flt›r.
am tr
mmYZnn
20.
21. 2. BÖLÜM: GENÇ MUHAMMED r PEYGAMBER‹M‹ Ö⁄REN‹YORUM r 21
‹K‹NC‹ BÖLÜM
GENÇ MUHAMMED
Haks›zl›klarla Mücadelede
Dayan›flma
Mekke toplumunda fakir ve güçsüzler, güçlü ve
zenginler taraf›ndan sürekli eziliyor, haklar› çi¤neni-
yordu. Bunun düzeltilmesi ve bu kötü gidifle bir dur
denilmesi gerekiyordu. ‹flte Mekkeli gençler, bu amaç
için bir araya toplanm›fllard›.
Cüdan’›n o¤lu Abdullah’›n evinde toplananlar aras›n-
da genç Muhammed de vard›. Hepsi de toplumun
içinde bulundu¤u ahlâkî bozuklu¤un fark›ndayd›.
“Erdemliler Toplulu¤u” ad› alt›nda bir antlaflma yap-
t›lar. Bu antlaflmaya göre, Mekke halk›n›n ve d›flar›dan
gelen yabanc›lar›n haklar›n› koruyacaklar›na dair
kendi aralar›nda sözlefltiler. ‹fllerinin zor olaca¤›n›n
fark›ndayd›lar ama y›lmayacaklard›. Haks›zl›klara
karfl› mücadele edeceklerdi.
22. 22 r PEYGAMBER‹M‹ Ö⁄REN‹YORUM r 2. BÖLÜM: GENÇ MUHAMMED
Ebu Cehil Bu s›rada Zebid kabilesinden bir tüccar, Mekke’ye üç
As›l ad› Hiflam o¤lu
a deve yükü sat›l›k mal getirmiflti. O dönemin önde ge-
Amr’d›r. Kureyfl
m r r len kiflilerinden biri olan Ebu Cehil, bu mallar› be¤en-
kabilesinin önde
a nn di ve tüccar›n yabanc› olmas›ndan yararlanarak mal›-
gelenlerinden biridir.
n rn n r r n› ucuza sat›n almak istedi. Tüccara, zarar edece¤i bir
‹slâm’a
ma
fiyat önerdi. Tüccar bunu kabul etmeyince Ebu Cehil,
düflmanl›¤›ndan
m ¤n a
Mekke’deki a¤›rl›¤›n› kullan›p al›c› kiflileri tehdit ede-
ötürü
r
Peygamberimiz ona,
a rm rek mal›n sat›fl›n› engelledi. Çünkü Mekke’deki herkes
Ebu Cehil ad›n› n ondan korkar ve kimse onu karfl›s›na almak istemezdi.
vermifltir. Ebu Cehil,
r tr Bunu bilen Ebu Cehil kendinden emin bir flekilde evi-
bilgisizlerin önderi
rn r ne gitti.
demektir.
m tr
Tüccar flafl›rm›flt›. Çaresizlik içinde ne yapaca¤›n› dü-
mmYZnn
flünürken birisi, “Muhammed’e git, o senin hakk›n›
al›r.” dedi. Tüccar, son çare olarak denileni yapt› ve
bafl›na gelenleri Muhammed’e anlatt›. Bunun üzerine
Muhammed, pazar yerine gelerek tüccar›n mallar›n›n
hepsini gerçek de¤erinden sat›n ald›. Sonra do¤ru
Ebu Cehil’in evine giderek ona seslendi. Karfl›s›na ç›-
kan Ebu Cehil’i, bu davran›fl› yüzünden uyard›. Mu-
hammed’in bu cesur hareketi karfl›s›nda ne yapaca¤›-
n› bilemeyen Ebu Cehil, öylece tepkisiz kalakalm›flt›.
Olay› gören ve duyan Mekkeliler çok flafl›rm›flt›!
***
Güçlü olan›n zay›f› ezdi¤i bu dönemde Yemenli bir
adam, k›z›yla birlikte Kâbe’yi ziyaret etmek için Mek-
ke’ye gelmiflti. Mekke’ye girdiklerinde hiç tan›mad›k-
lar› biri yanlar›na yaklaflt›. Yabanc› adam gözünü k›z›n
üzerinden ay›rm›yordu. Kötü bir fleyler düflündü¤ü
her hâlinden belliydi. K›z›n babas› bu durumdan en-
23. 2. BÖLÜM: GENÇ MUHAMMED r PEYGAMBER‹M‹ Ö⁄REN‹YORUM r 23
diflelendi. Etraf›na bak›nd›, gözleri yard›m edecek bi-
rini arad›. Kötü niyetli adam, kimseye ald›rmadan, k›-
z› zorla al›p götürdü. K›z›n›n götürülmesine engel ola-
mayan adam: “K›z›m› kim kurtaracak?” diye bir taraf-
tan çaresizlik içinde feryat ediyor, di¤er taraftan da
yard›m edecek birilerini ar›yordu. Bu feryad› iflitenler
“Git derdini Erdemliler Toplulu¤una anlat.” dediler.
Baflka çaresi kalmam›flt›. Koflarak Kâbe’ye gitti. “Er-
demliler Toplulu¤undan kimse yok mu?” diye ba¤›r-
d›. Hemen yan›na birkaç k›l›çl› adam geldi. Korkmufl-
tu. “Yabanc›, derdin nedir?” diye sordular. Adam, ça-
resizlik içinde bafl›ndan geçenleri anlatt›. K›l›çl› adam-
lar, k›z› zorla götüren kiflinin Nübeyh oldu¤unu anla-
m›fllard›. Do¤ruca Nübeyh’in evine gittiler. Kap›ya di-
kildiler ve sert bir flekilde “Yaz›klar olsun sana! Sen
kendini ne zannediyorsun? Çabuk bu adam›n k›z›n›
geri ver!” dediler. Nübeyh, k›z› vermemek için dire-
nince k›l›çl› adamlar, daha sert bir ifadeyle quot;Biz, kendi
aram›zda haks›zl›¤a u¤rayanlara yard›m edece¤iz diye
söz verdik. Bu iflin peflindeyiz. K›z› hemen ver, yoksa
sonucuna katlan›rs›n.quot; dediler. Bu kararl› tutum
karfl›s›nda Nübeyh'in yapaca¤› bir fley yoktu. Çaresiz
k›z›, babas›na geri verdi.
Evlili¤e Giden Yol
Ticaretle u¤raflan Hatice, Mekke’nin ileri gelen zen-
ginlerinden biriydi. Art›k ifllerini tek bafl›na yürüteme-
yece¤ini anlam›flt›. ‹fllerini yürütecek, gözü arkada kal-
mayacak ve güvenebilece¤i birine ihtiyac› vard›. Kim-
24. 24 r PEYGAMBER‹M‹ Ö⁄REN‹YORUM r 2. BÖLÜM: GENÇ MUHAMMED
senin kimseye güvenmedi¤i bir ortamda kad›n olarak
ticaret yapmas› iyice zorlaflm›flt›.
Önce akl›na Muhammed geldi. Çevresinden, onun
çok güvenilir ve dürüst bir kifli oldu¤unu duymufltu.
Bu yüzden ticarî ifllerini onun yapmas›n›n uygun ola-
ca¤›n› düflünmeye bafllad›. Ona birini göndererek
kendisiyle çal›flmak isteyip istemedi¤ini sordu.
Muhammed, gelen teklifi uzun uzun düflündükten
sonra kabul etti. Hatice’nin bütün ifllerinin sorumlulu-
¤unu art›k Muhammed üstlenmiflti.
***
fiam’a gidecek ticaret kervan›n›n haz›rl›klar› bitmek
üzereydi. Hatice, Muhammed’e yard›m etmesi ve onu
daha iyi tan›mas› için yard›mc›s› Meysere’yi de kervan-
la birlikte gönderdi.
Kervan, uzun bir yolculuktan sonra fiam’a vard›. Götü-
rülen mallar büyük bir kârla sat›ld›. Muhammed, sat›-
lan mallardan büyük kazanç elde etti. Satmak üzere ye-
ni mallar alarak Mekke’ye geri döndü. Meysere, yolcu-
luk s›ras›nda Muhammed’i yak›ndan tan›m›fl ve güzel
ahlâk›ndan çok etkilenmiflti.
Meysere, yolculuk boyunca olan biteni bütün ayr›nt›s›y-
la Hatice’ye anlatt›.
25. 2. BÖLÜM: GENÇ MUHAMMED r PEYGAMBER‹M‹ Ö⁄REN‹YORUM r 25
Örnek Bir Efl ve Örnek Bir Baba Cahiliye döneminde
a mn
k›z çocuklar›na çok
a n
de¤er verilmezken
¤ r r m n
Hatice’nin, Muhammed’in dürüstlü¤ü hakk›nda art›k Peygamberimiz, k›z›
a rm
hiç flüphesi kalmam›flt›. Sorumlu oldu¤u ilk ticaret Fat›ma yan›na
a m n
geldi¤inde aya¤a
¤n a
kervan›n› sa¤ salim getirmifl ve büyük kâr elde etmiflti. kalkar,
a a
Herkes onun güzel huyu ve ahlâk›n› takdirle an›yordu. yanaklar›ndan öper
a a n a r
Dürüstlü¤üne kimsenin diyece¤i bir fley yoktu. ve kendi yerine onu
n rn
oturturdu.
t r r
Hatice, daha önce iki kez evlenmiflti. fiimdiye kadar mmYZnn
dul bir kad›n olarak birçok evlenme teklifi alm›fl ama Ebu Leheb ve kar›s›,
‹slâm düflmanlar›n›n
m m a nn
o, bunlar›n hepsini reddetmiflti. Günlerini, evi ve ifliy- bafl›n› çekiyordu.
a n r
le ilgilenerek geçiriyordu. Bu durum Muhammed’i ta- Tebbet Suresi,
t r
onlar›n
na n
n›y›ncaya kadar devam etti. Müslümanlara
m a
yapt›klar› kötülükler
a t a r
Muhammed’in ahlâk› ve kiflili¤inden çok etkilenen yüzünden indi. Bu
n n
Hatice, onunla evlenebilece¤ini düflündü ve bir süre s›rada
r a
Peygamberimizin
a rm n
sonra buna karar verdi. Arac› göndererek Muham- k›zlar› Ümmü
a
med’e evlenme teklif etti. Muhammed, yirmi befl yafl›- Gülsüm ve Rukiye,
m
na gelmiflti ve evlenme teklifini bir süre düflündükten Ebu Leheb’in iki
n
o¤luyla niflanl›yd›.
¤ a a
sonra kabul etti¤ini bildirdi. Ebu Leheb ve kar›s›,
Tebbet Suresi inince
t r n
Hatice ve Muhammed, sade bir törenle evlendiler. o¤ullar›n›
¤ a n
Muhammed, evlendikten sonra amcas› Ebu Talib’in Peygamberimizin
a rm n
k›zlar›ndan zorla
a n a ra
yan›ndan ayr›larak efli Hatice’nin evine yerleflti. Art›k ay›rd›lar. Bu olay,
r a a
Muhammed ticaretle u¤rafl›yordu ve maddî durumu Hazreti Hatice ve
a r t
Peygamberimize,
a rm
düzelmiflti. çok s›k›nt›l› günler
n n r
yaflatt›. K›zlar›na
aa a n
Bu s›rada Ebu Talib maddî s›k›nt› içindeydi. Muham- desteklerini
t rn
med, ona destek olmak ve yetifltirmek amac›yla amca- esirgemeden bütün
r m n t n
zorluklara gö¤üs
r a
s›n›n o¤lu Ali’yi yan›na alm›flt›. germesini bildiler.
r n r
Muhammed ve Hatice birbirlerini çok seviyordu. mmYZnn
26. 26 r PEYGAMBER‹M‹ Ö⁄REN‹YORUM r 2. BÖLÜM: GENÇ MUHAMMED
Sahabeden Rafi,
a a n Mutlu bir yuva kurarak herkese örnek olmufllard›. ‹lk
çocuklu¤unda
¤ n a
çocuklar›n›n do¤mas›, onlar›n mutlulu¤una mutluluk
bafl›ndan geçen bir
a n a n r
hat›ras›n› flöyle
a r n ö katm›flt›. Art›k Hatice anne, Muhammed baba olmufl-
anlat›r:
a r tu. Çocuklar›n›n ad›n› Kas›m koydular. Ne var ki sev-
Çocukken yaramazl›k
n giyle büyüttükleri biricik o¤ullar› Kas›m, daha sütten
yapar, hurma
a a r kesilmeden öldü. Efli Hatice’den, Kas›m’dan sonra s›-
a¤açlar›n› tafllard›m.
a n a m
ras›yla Zeynep, Ümmü Gülsüm, Rukiye, Fat›ma ve Ab-
Bir gün bahçe sahibi
r n
beni yakalad› ve ceza
n aa a dullah adl› çocuklar› dünyaya geldi. Ancak Kas›m ve
vermesi için Hazreti
r n r t Abdullah fazla yaflamad›.
Peygambere götürdü.
a r r
Peygamberimiz bana:
a rm ***
–Çocu¤um, hurma
¤ m r Sevgili Peygamberimiz, ileriki y›llarda efli Hatice’nin
a¤açlar›n› niçin
a n n ölümünden sonra Medine’de evlenmifl oldu¤u Mari-
tafllad›n, diye sordu.
a n r
Ben de:
n : ye’den o¤lu ‹brahim do¤du. ‹brahim do¤du¤u zaman
–Ac›km›flt›m onun için
m tm n n
gelene¤e uyup onu sütanneye verdi. ‹brahim’in sütan-
tafllad›m, dedim.
a m m nesi uzak bir yerde olmas›na ra¤men Peygamberimiz
Bunun üzerine
n n rn s›k s›k o¤lunu görmeye gidiyordu. Gitti¤inde onu
Peygamberimiz:
a rm : öpüp kokluyor ve seviyordu.
–Bir daha hurma
r a r
a¤açlar›na tafl atma.
a n ‹brahim, bir buçuk yafl›ndayken hastaland›¤›na dair
A¤açlar›n dibine
¤ a n n sütannesinden bir haber geldi. Peygamberimiz, birkaç
düflenlerden ye! Allah
n r n ! a arkadafl›yla beraber h›zl› ad›mlarla ‹brahim’in bulun-
seni doyurur,
n r r
dedikten sonra bafl›m›
t n n m
du¤u köye gitti.
okflad› ve:
a : ‹brahim, a¤›r hastayd›. Peygamberimiz, onu incitme-
–Allah’›m! Bu
a m den kuca¤›na ald›. ‹brahim son anlar›n› yafl›yordu. Bir
çocu¤un karn›n›
¤ n n
evlâd›n›n daha ölümünü görmeye fazla dayanamad›
doyur diyerek bana
r r
dua etti.
a ve sessizce a¤lamaya bafllad›. Hem gözlerinden yafl ak›-
mmYZnn
yor hem de o¤lunu öpüyordu. Arkadafllar›, bu durum-
dan etkilenmifl, ancak Peygamberimizin a¤lamas›na
da flafl›rm›fllard›: “Sen de mi a¤l›yorsun?” dediler. Pey-
gamberimiz “Göz a¤lar, gönül burkulur. Benim a¤la-
27. 2. BÖLÜM: GENÇ MUHAMMED r PEYGAMBER‹M‹ Ö⁄REN‹YORUM r 27
mam çocu¤uma duydu¤um sevgidendir. Merhamet Torunlar›,
r na
etmeyene merhamet edilmez.” dedi. Peygamberimiz gibi
a rm
bir dedeleri oldu¤u
r r ¤
Bir anne baba için çocu¤unun ölümü ac›lar›n en büyü- için çok flansl›yd›.
n a
¤üdür. Çocuklar›n› çok seven Sevgili Peygamberimiz, Dedeleri onlarla oynar,
r a a n
flakalafl›r ve bir baba
a aa r r a
onlar›n ac›lar›n› tatm›fl bir babad›r. Yetim ve öksüz bü-
s›cakl›¤›yla ilgilenirdi.
a ¤ a nr
yüyen Peygamberimiz, Fat›ma hariç çocuklar›n›n hep-
Peygamberimiz,
a rm
sini kendi elleriyle topra¤a vermifltir.
torunu Ümame’yi çok
r n
*** severdi. Namaz
r
k›larken Ümame gelip
a n
Babas› uzun y›llar o¤lu Zeyd’i arad›. Köle yap›ld›¤›n› s›rt›na ç›kard›.
r n a
biliyordu, ancak izini kaybetmiflti. Torununun
r n n n
yapt›klar›na k›zmaz,
a t a n m
O¤lunun, Muhammed’in yan›nda oldu¤unu ö¤rendi- namaz›n› k›lmaya
n m a
¤inde müthifl bir heyecana kap›lm›flt›. Onu almak için devam ederdi.
a r
Muhammed’in yan›na gitti, gözyafllar› içinde durumu mmYZnn
ona anlatt›. Bir taraftan da Muhammed’in Zeyd’i ver-
Sevgili Peygamberimiz
a rm
mek istememesinden korkuyordu. Yine de ne isterse torunlar›na karfl› o
r na n
ödemeye haz›rd›. Muhammed hiçbir fley söylemeyip kadar s›cak davran›rd›
a a a r r
Zeyd’e dönerek: ki, torunlar›
r na
dedeleriyle birlikte
r r t
–‹ster benimle kal, ister babanla git, dedi¤inde Zeyd’in olmaktan ve onunla
m t na
babas›n›n heyecan› iyice artm›flt›. Nas›l olsa o¤lu ken- oynamaktan çok keyif
n t
disini tercih edecekti. Zeyd, bir Muhammed’e bir ba- al›rd›. Öyle ki
r
bas›na bakt›: Peygamberimiz,
a rm
torunlar› Hasan ve
r na a
–Seninle gelmek istemiyorum, dedi babas›na. Çünkü Hüseyin’i s›rt›na
n r n
bu aile bana, sizi hiç aratmad›. Sevgiyi ve huzuru bu- bindirip nefleyle
n r
“Çocuklar, deveniz çok
a n
rada gördüm. Bu aileden ayr›lmak istemiyorum.
güzel, sizler de çok
r
Babas› o¤lunun kararl›l›¤›n› görünce flafl›rd›. Bir güzelsiniz!” diyerek
n ! r
çocuk nas›l olur da gerçek babas›n› tercih etmezdi? onlar› gezdirirdi.
na rr
Böyle bir fley olabilir miydi? Nas›l bir insand› bu, mmYZnn
28. 28 r PEYGAMBER‹M‹ Ö⁄REN‹YORUM r 2. BÖLÜM: GENÇ MUHAMMED
evlatl›¤› bile kendisine ba¤lan›yordu. Köyüne, eli
bofl, ama gönlü huzurla döndü.
Herkes Ona Güveniyordu
Peygamberimize,
a rm
torunlar›ndan birinin
r na n a rnn Muhammed, otuz befl yafl›na girmiflti. Yine bir gün
hastal›¤›n›n çok
a t ¤nn evinden ç›km›fl, düflünceli ad›mlarla Kâbe’ye do¤ru
a¤›rlaflt›¤›
ra t¤ yürümeye bafllam›flt›. Mekke’de h›rs›zl›k, doland›r›c›-
bildirilmiflti.
r m t
l›k, kardefl kavgas› iyice artm›fl ve kimsenin kimseye
Peygamberimiz de
a rm
güveni kalmam›flt›. O, buna çok üzülüyor, bir fleyler
kalk›p Zeynep’in
a n n
evine gitti. Dedesinin
n t nn yapmak istiyordu.
kuca¤›ndaki çocuk
a n a
Bu düflüncelerle Kâbe’ye yöneldi. Kâbe’nin tamiri
son anlar›n›
n a n
yafl›yordu. K›sa bir
a r a r
uzun süredir devam ediyordu. Son durumu görmek is-
süre sonra torunu
r n r n tedi. Kâbe’ye yaklaflt›¤› s›rada orada bulunanlar hep
kuca¤›nda can
a n a bir a¤›zdan “‹flte Muhammed, do¤ru ve dürüst bir
verince Sevgili
rn adam!” diye seslendiler. fiafl›rm›flt›. Önce ne oldu¤unu
Peygamberimizin
a rm n anlayamad›. ‹çlerinden biri:
gözünden yafllar
ö n n a
süzülmeye bafllad›.
m a –Biliyorsun uzun süredir Kâbe’yi tamir ediyoruz. De-
Kendisine “Niçin
n n n delerimizin Hacerül Esved ad›n› verdikleri tafl› yerin-
a¤l›yorsun?” diye
r n den ç›kard›k. fiimdi de onu yerine koymak istiyoruz.
soruldu¤unda; “Bu
r ¤ n a
Ancak her kabile di¤erlerinden üstünüm diyerek tafl›
gözyafl›, Allah’›n
ö a a n
insanlar›n
na a n
oraya kendisi koymak istiyor. Aram›zda büyük bir kav-
gönüllerine koydu¤u
ö rn ¤ ga ç›kmak üzereyken içimizden biri, Benî fieybe kap›-
merhamettir. Allah,
r a t r a s›ndan ilk olarak kim girerse tafl› yerine koymak için
merhametli insanlar›
r a t a a hakemlik yaps›n dedi. Bu teklifi herkes kabul etti. Bi-
sever.” dedi.
r raz bekledik. Seni kap›da görünce çok sevindik. Mek-
mmYZnn ke’de buna en lây›k kifli sensin. Çünkü kardeflimize bi-
29. 2. BÖLÜM: GENÇ MUHAMMED r PEYGAMBER‹M‹ Ö⁄REN‹YORUM r 29
le güvenemedi¤imiz bir ortamda mallar›m›z› ancak Peygamberimiz, bir
a rm r
gün torunu Hasan’›
n r n a
sana emanet edebiliyoruz, dedi.
kuca¤›na alm›fl onu
a n m
Hacerül Esvedin önemini bilen Muhammed, tafl› bir öpüyordu. Yan›nda
r n a
da Temim
a mm
yayg›n›n üzerine koydu. Her kabilenin ileri gelenini kabilesinin ileri
a nn r
yayg›n›n ucundan tutmaya ça¤›rd›. Herkes tutup kal- gelenlerinden biri
n rn n r
d›r›nca, o da tafl› al›p yerine yerlefltirdi. vard›. Dede ile torun
a r n
aras›ndaki bu
n a
Muhammed’in bu çözümünden bütün kabileler mem- yak›nl›¤›
a n ¤
garipsemiflti. “Benim
a m t nm
nun oldu ve herkes onun zekâs›n› takdir etti. on çocu¤um var
n ¤ m
ama hiçbirini
rn
öpmedim.” dedi.
m m
Bunun üzerine
n n rn
Peygamberimiz,
a rm
“Merhamet
r a t
etmeyene merhamet
t n r a t
edilmez. ‹nsanlara
m a a
merhamet etmeyene
r a t n
Allah da merhamet
a r a t
etmez.” dedi.
t
mmYZnn
30.
31. 3. BÖLÜM: ELÇ‹ MUHAMMED r PEYGAMBER‹M‹ Ö⁄REN‹YORUM r 31
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
ELÇ‹ MUHAMMED
Cebrail ile ‹lk Buluflma
Peygambere selâm
Hazreti Muhammed (sas.), düflünmek ve dua etmek
Yüce Allah, bütün
a t n
için Mekke'ye befl kilometre uzakl›kta Nur da¤›ndaki
Müslümanlara
m a
Hira ma¤aras›na giderdi. Buray› kendine s›¤›nak
Peygamberimizi
a rm
edinmiflti. Nur da¤› öyle yüksekti ki, da¤›n zirvesin-
övmeyi
m
den Kâbe dâhil Mekke'nin her taraf› görülürdü. Da-
emretmektedir. Bu
m t t r
¤›n sessizli¤ine s›¤›n›r ve burada günlerce kald›¤›
yüzden n
olurdu.
Peygamberimizin ad›
a rm n
Yine böyle bir gün, Hira’ya gitmiflti. Bütün geceyi an›l›nca “sallallahu
n a a a a
dua ederek geçirmifl, vücudu iyice yorgun düflmüfltü. aleyhi ve sellem”
m
Gün do¤mak üzereydi. Gecenin karanl›¤› da¤›l›rken deriz. Bu,
r
o güne kadar hiç görmedi¤i bir varl›k beliriverdi kar- Peygamberimize bir
a rm r
fl›s›nda. Daha ne oldu¤unu anlamadan tan›mad›¤› sayg› ve sevgi
a
varl›k kendisine “Oku!” diye seslendi. Hazreti Mu- ifadesidir. “Ona
a r n
hammed (sas.), çok korkmufltu. Heyecandan titriyor- selâm olsun”
m n
du. Endifleli bir sesle “Ben okuma bilmem!” dedi. demektir. Yaz›l›rken
m tr r n
Karfl›s›ndaki onu kuvvetli bir flekilde kavrad›, iyice genellikle (sas.)
n a
s›kt› ve bir süre sonra b›rakt›. Bir an bo¤ulur gibi ol- biçiminde k›salt›l›r.
mn at r
du. Tan›mad›¤› bu varl›k ona ikinci kez “Oku!” dedi. mmYZnn
32. 32 r PEYGAMBER‹M‹ Ö⁄REN‹YORUM r 3. BÖLÜM: ELÇ‹ MUHAMMED
Allah ve melekleri,
a r O, yine “Ben okuma bilmem!” diye cevaplad›. Üçün-
Peygamberi överler.
a r r r cü kez ayn› soru sorulunca Hazreti Muhammed’in
Ey inananlar, siz de
a (sas.) a¤z›ndan, kendisine ö¤retilen flu sözcükler dö-
onu övün ve ona
n n
külüverdi:
esenlik dileyin.
n n
(Ahzab Suresi, 56. ayet)
Oku!
mmYZnn Yaratan Rabbinin ad›yla oku!
‹lk vahiy 610 y›l›nda
n a O, insan› alaktan yaratt›.
ve Kadir gecesinde
r n Oku, çünkü senin Rabbin çok cömerttir.
gelmifltir.
m tr O, insana yazmay› ve bilmedi¤ini ö¤retendir.
mmYZnn
‹lk inen ayetler, Alak
n t r a Korkmufltu. Ne oldu¤una bir anlam veremiyordu.
Suresinin ilk befl
r nn Kendisini ma¤aran›n d›fl›na att›. Evine, efli Hati-
ayetidir.
t r ce’nin yan›na gitmeliydi. Da¤dan, koflarak inerken
mmYZnn bir anda “Sen Allah’›n peygamberisin, ben de Cebra-
il’im!” diye gür bir ses iflitti. Ses, içeride duydu¤unun
Alak, insan›n yarat›l›fl
a a n
aflamas›ndaki
a n a
ayn›s›yd› ama daha gür geliyordu. Etraf›na bak›nd›,
döllenmifl yumurtay›
ö n m r sesin geldi¤i yönü kestirmeye çal›flt›. Birden ufku
(embriyo) ifade eder.
m r a r dolduracak kadar büyük bir varl›k gördü. Varl›k bir
daha: “Sen Allah’›n peygamberisin, ben de Cebra-
mmYZnn
il’im!”, dedi. Hazreti Muhammed (sas.), ne bir ad›m
ileri ne de bir ad›m geri gidebiliyordu; donakalm›flt›.
Nefesinin darald›¤›n› hissetti. Durup sakin bir biçim-
de tekrar bakmay› denedi. Ayn› varl›k ayn› yerde du-
ruyor ve ayn› sözleri tekrarl›yordu. Gözlerini ondan
ay›rmak, yüzünü baflka tarafa çevirmek istedi. Ancak
nereye baksa hep onu görüyordu.
Tan›mad›¤› varl›k bir anda kayboluverdi. Hazreti
Muhammed (sas.) korkmufl, telâfll› ad›mlarla Nur da-
¤›ndan Mekke’ye do¤ru koflmaya bafllam›flt›. Yollar-
dan h›zla geçerek kendini eve zor atm›flt›.
33. 3. BÖLÜM: ELÇ‹ MUHAMMED r PEYGAMBER‹M‹ Ö⁄REN‹YORUM r 33
S›rdafl Hatice
Hazreti Muhammed (sas.), titreyen sesiyle efli Hati-
ce’den üzerini örtmesini istedi. Hatice, ne oldu¤unu
anlamadan onun üstünü örttü. Ard›ndan Hazreti
Muhammed (sas.), derin bir uykuya dal›verdi.
Uyand›¤›nda bafl›ndan geçenleri efli Hatice’ye bir bir
anlatt›. Olanlara anlam veremeyerek “Çok endifle-
lendim ve korktum”, dedi. Hatice, onu sakinlefltir-
meye çal›flarak:
–Korkma! Allah’a yemin ederim ki o, hiçbir zaman
seni utand›rmaz. Çünkü sen akraba hakk›n› gözetir-
sin. Do¤ru konuflursun, güçsüz olanlara yard›m eder-
sin. Fakiri doyurur, misafiri a¤›rlar, ihtiyac› olan› kol-
lay›p gözetir ve haks›zl›¤a u¤rayanlara arka ç›kar-
s›n.” dedi.
Hatice, eflinin bafl›ndan geçenleri anlamaya çal›flt›.
Onu tan›yor ve seviyordu. Evlilikleri boyunca eflin-
den, do¤ru olmayan hiçbir fley duymam›flt›. Eflinin s›-
ra d›fl› bir olayla karfl› karfl›ya oldu¤u belliydi. Ona
inand›.
***
Hatice’nin akrabas› olan Varaka, tecrübeli ve bilgili
bir kimseydi. Hatice, Hazreti Muhammed’i (sas.) al›p
ona götürdü. Bafl›ndan geçen olay›n ne oldu¤unu bil-
se bilse o bilirdi.
Varaka, anlat›lanlar› dikkatlice dinledi ve derin bir
sessizlikten sonra konuflmaya bafllad›:
–Senin gördü¤ün, Allah’›n Musa Peygambere de
34. 34 r PEYGAMBER‹M‹ Ö⁄REN‹YORUM r 3. BÖLÜM: ELÇ‹ MUHAMMED
Kur'an gönderdi¤i Cebrail adl› melektir. Keflke genç olsay-
Kur'an, Allah'›n
ra a n d›m, keflke insanlar›n seni zorla yurdundan ç›karaca-
Hazreti
a r t ¤› günlerde yan›nda olabilseydim, dedi.
Muhammed'e (sas.)
a a
Hatice ile Hazreti Muhammed (sas.) göz göze geldi.
vahiy yoluyla 23 y›l
a a
Hazreti Muhammed’in (sas.) yüzünde daha önce hiç
içinde ayet ayet,
n t t
görülmemifl bir tedirginlik vard›. Üzüntülü bir sesle:
sure sure indirdi¤i
r r r ¤
son kutsal kitapt›r.
n t a t tr –Beni Mekke’den ç›karacaklar m›, diye sordu.
114 sure ve 6236
r
Varaka:
ayetten oluflur.
t n r
Kur'an Allah
ra a
–Evet! Çünkü senin getirdi¤ini getiren bütün pey-
sözüdür, okunmas›
ö r n gamberler yurtlar›ndan ç›kar›lm›flt›r. E¤er o zamana
ibadettir. ‹nsanlar›
a t r a a kadar yaflarsam mutlaka sana yard›m ederim, dedi.
dünya ve ahiret
n a r t Hazreti Muhammed (sas.), bu konuflmalardan sonra
mutlulu¤una
t ¤ n
biraz olsun rahatlam›flt›. Efli Hatice ona inanm›fl ve
erifltirecek ilke,
r tr
güvenmiflti. Onun güvenine her zaman ihtiyac› var-
emir, yasak ve
mr a
d›. Varaka çok önemli fleyler söylüyordu. Hazreti Mu-
tavsiyeler içerir.
r rr
hammed (sas.), bunlar› anlamaya çal›flt›. Yeni bir gö-
quot;Gerçekten bu
r t n revle karfl› karfl›ya oldu¤u aç›kt›. Art›k o, Yüce Allah
Kur'an, insanlar› en
ra a a
taraf›ndan görevlendirilmifl bir peygamberdi. K›rk
do¤ru olan yola
¤ a a
yafl›ndayd›. ‹nsanlar› do¤ru yola ça¤›racak ve kötü-
götürür...quot;
ö r r
lüklerle mücadele edecekti.
(‹sra Suresi, 9. ayet)
***
mmYZnn
Hazreti Muhammed’e (sas.) Kur’an’›n ilk ayetlerini
okudu¤unda Hazreti Hatice, “Kimse inanmazsa ben
inan›r›m.” dedi. “fiimdi bana kim inan›r?” diyen
Hazreti Muhammed’in (sas.) omuzundaki yük biraz
olsun hafiflemiflti. Çünkü ona bir insan›n kald›rabi-
lece¤i en a¤›r sorumluluk yüklenmiflti. Hazreti Mu-
hammed (sas.), Hazreti Hatice gibi güvenilir, sad›k
ve anlay›fll› bir eflin deste¤iyle vahyin ilk s›k›nt›l› gün-
lerini aflm›flt›.
35. 3. BÖLÜM: ELÇ‹ MUHAMMED r PEYGAMBER‹M‹ Ö⁄REN‹YORUM r 35
Yeni dini ilk kabul edenler, sevgili efli Hazreti Hatice
ve amcas›n›n o¤lu ve henüz küçük bir çocuk olan
Hazreti Ali idi. Peygamberimiz, ailesi ile birlikte giz-
li gizli Yüce Allah’a ibadet etmeye bafllad›. Bir taraf-
tan da Mekkelileri gizlice ‹slâm’a davet ediyordu. ‹n-
sanlar› dine davet ederken s›k›nt›larla karfl›lafl›yor,
hakarete u¤ruyordu. Bütün bunlara ra¤men kendisi-
ne inananlar birer ikifler ço¤al›yordu.
Ça¤r› Yay›l›yor
Yüce Allah, Peygamberimizden yak›nlar›n› uyarma- Yak›n akrabalar›n›
a n r aa n
s›n› istedi. Bunun üzerine bütün akrabas›n› ça¤›rarak uyar!
a
onlara bir ziyafet verdi. Yemekten sonra, onlar› ‹s- ‹nananlara alçak
a a
lâm’a davet etti. gönüllü davran.
ö r
Peygamberimizin amcas› Ebu Leheb, buna sert tepki E¤er sana karfl›
¤ r
gösterdi ve “Akrabas›n› böyle kötü bir fleye davet gelirlerse, flüphesiz
r r
eden baflka kimse görmedim!” dedi. Bunun üzerine ben sizin yapt›¤›n›z
n n t¤n
herkes da¤›ld›. Peygamberimiz kararl›yd› ve ertesi fleylerden uza¤›m,
r n a m
de.
gün yeni bir davet verdi. Bu toplant›da, Yüce Allah’›n
varl›¤›n› ve birli¤ini, kendisinin onun son peygambe- (fiuara Suresi, 214, 215, 216.
ri oldu¤unu anlatt›. Allah’›n kendisine yükledi¤i bu ayetler)
yüce görevi kusursuz bir flekilde yerine getirmek isti- mmYZnn
yordu.
Sevgili Peygamberimiz, yak›nlar›ndan sonra ça¤r›s›-
n› bütün Mekke halk›na duyurmak istiyordu. Mekke
meydan›na gelerek yüksekçe bir yere ç›kt› ve “Ku-
reyflliler!” diye seslendi. Sesi duyanlar toplanmaya
bafllad›. Peygamberimiz onlara:
36. 36 r PEYGAMBER‹M‹ Ö⁄REN‹YORUM r 3. BÖLÜM: ELÇ‹ MUHAMMED
–fiu da¤›n arkas›nda düflman var ve flimdi size sald›-
racak dersem bana inan›r m›s›n›z, diye sordu.
Onlar da hep bir a¤›zdan:
–Evet! Biz senin yalan söyledi¤ini daha önce hiç duy-
mad›k, dediler. Bunun üzerine Peygamberimiz flöyle
dedi:
–Allah’a yemin ederim ki bir gün öleceksiniz ve yine
bir gün dirilip bütün yapt›klar›n›z›n hesab›n› vere-
ceksiniz. ‹yiler için cennet, kötüler için de cehennem
vard›r. Ben sizi k›yamet gününün zorluklar›na karfl›
uyarmakla görevlendirildim. Allah’›n birli¤ine ve be-
nim peygamber oldu¤uma inananlar bu günün zor-
luklar›ndan kurtulacak, inanmayanlar ise büyük bir
s›k›nt› çekecektir. Bu ça¤r›da bana yard›m etmeye
haz›r m›s›n›z?
Meydanda toplananlar bu ça¤r› karfl›s›nda flafl›rd›lar.
Ebu Leheb, burada da düflmanl›¤›n› gösterdi ve yer-
den ald›¤› tafl› Sevgili Peygamberimize f›rlatt›:
–Bu saçma sapan fleyleri söylemek için mi bizi buraya
toplad›n, diye ba¤›rd›.
Peygamberimiz, bu toplant›lardaki ça¤r›s›na olumlu
bir cevap alamasa da bütün Mekkelilere ‹slâm'›n yü-
ce ça¤r›s›n› duyurmufl oldu.
Erkam'›n Evi
Hattab o¤lu Ömer, cesur ve yi¤it biriydi. Kimse kar-
fl›s›na ç›kmak istemez, onu gören yolunu de¤ifltirir-
37. 3. BÖLÜM: ELÇ‹ MUHAMMED r PEYGAMBER‹M‹ Ö⁄REN‹YORUM r 37
di. Hazreti Muhammed’in (sas.) peygamberli¤ini Habeflli Bilâl
ilân etti¤ini duymufl ve onu öldürmeye karar ver- Bir köle olan Bilâl,
r a
miflti. Yolda Nuaym’a rastlad›. Nuaym Müslüman Müslüman oldu.
m
olmufltu, ancak bunu gizliyordu. Ömer’i k›zg›n bir Efendisi,
n
flekilde görünce: kendisinden habersiz
n n n r
Müslüman oldu¤u
m ¤
–Nereye böyle, diye sordu. Ömer: için ona a¤›r
n r
–Muhammed’i öldürmeye gidiyorum, dedi. Nuaym iflkenceler yap›yordu.
n r r
telâflla: Onu dininden
n nn n
döndürmek için çöl
ö r n
–Vallahi zor bir ifle giriflmiflsin, dedi. Hazreti Mu- s›ca¤›nda kumlara
a n a ma
hammed’i (sas.) korumak ve Ömer’i yolundan çevir- yat›r›p, gö¤sünün
a r n n
mek için: üzerine a¤›r tafllar
rn r a
koyuyor ve “E¤er
r ¤ r
–Sen onu b›rak da eniflten ve k›z kardefline bak! On-
dininden
nn n
lar da Müslüman oldular, dedi. Bunu duyan Ömer’in dönmezsen seni
ö n n
k›zg›nl›¤› iyice artt›. H›fl›mla enifltesinin evine yönel- böyle öldürece¤im.”
ö r ¤m
di. diye tehdit ediyordu.
t r
Evin önüne geldi¤inde içeride bir fleylerin okundu- Hazreti Bilâl, bütün
a r t t n
bu a¤›r iflkencelere
r n r
¤unu duydu. Biraz dinledikten sonra enifltesi ve k›z
ra¤men: n
kardeflinin Müslüman olduklar›n› anlad›. Ans›z›n
içeri girdi. –Allah birdir ve en
a r r
büyüktür, diye
t r
Enifltesi ve k›z kardefli daha ne oldu¤unu anlamadan hayk›r›yordu.
a r r
onlar›n her birini evin bir köflesine f›rlatt›. O kadar si- mmYZnn
nirlenmiflti ki onlar› öldürmek için k›l›c›na sar›ld›¤›
anda kanlar içinde kalan k›z kardefli, a¤layarak flöyle
hayk›rd›:
–Ömer, Allah’tan kork! Sen de duy ki, biz Müslüman
olduk. Ne yaparsan yap, bizi dinimizden vazgeçire-
mezsin. Biz asla dinimizden dönmeyece¤iz, dedi.
Ömer, k›z kardeflinin bu cesur ç›k›fl› karfl›s›nda flaflk›-
na dönmüfltü. O kim oluyordu da Ömer’e karfl› geli-
38. 38 r PEYGAMBER‹M‹ Ö⁄REN‹YORUM r 3. BÖLÜM: ELÇ‹ MUHAMMED
Peygambere yordu. Bir an duraksad› ve olanlara bir anlam vere-
eziyet medi. K›l›ç tutan elinin titredi¤ini hissetti. Oturdu ve
Sahabeden Mümbit
a a n m t bir müddet düflündü. Sonra k›z kardefline ne oku-
anlat›yor:
a r duklar›n› sordu. K›z kardefli, Ömer’in öfkesinin azal-
d›¤›n› görünce okuduklar› ayetleri getirdi.
Allah’›n elçisini
a n n
görmüfltüm. “Lâilâhe
ö t m K›z kardefli ve efli, flaflk›nl›kla Ömer’i izliyordu.
illallah derseniz
a a r n Ömer, Kur’an ayetlerini okumaya bafllad›. Okudu...
kurtulursunuz.”,
r r n Okudu... Okuduklar›ndan etkilenmiflti. O, h›rç›n
diyordu. Böyle
r Ömer gitmifl, yerine farkl› bir Ömer gelmiflti. Sonra
söyleyince
ö n Erkam’›n evini sordu. ‹çinde garip duygularla oraya
insanlardan kimisi
na a a m
do¤ru yürümeye bafllad›.
ona tükürüyor, kimisi
n r r m
bafl›na toprak at›yor,
a n r r Hazreti Muhammed (sas.), Allah’a iman edenlerin
kimisi de kötü sözler
m r say›s› azken, dikkat çekmeden toplanabilecekleri bir
söylüyordu. ‹kindi
ö r n yer ar›yordu. Erkam’›n evi gözden uzak say›l›rd›. Sev-
vaktine kadar bu
a tn a gili Peygamberimiz, arkadafllar›yla burada toplan›-
böyle devam etti. O
ö a yordu.
s›rada
r a
Nuaym, koflarak Erkam’›n evine geldi. Ömer’in Pey-
Peygamberimizin k›z›
a rm n
Zeynep, içinde su
n n
gamberi öldürmek istedi¤ini orada bulunanlara an-
dolu bir kapla
r a latt›. Evdeki herkes, canlar› pahas›na da olsa Pey-
a¤layarak geldi.
a a gamberimizi korumak için k›l›çlar›n› çekmifl onu
Peygamberimiz, elini
a rm n bekliyordu.
yüzünü y›kad› ve
n a Ömer, Erkam’›n evine geldi¤inde derin bir sessizlik
getirilen sudan içti.
tr n a t vard›. ‹çeri girdi ve Peygamberimizle görüflmek iste-
K›z›na:
n
di¤ini söyledi. Peygamberimiz, onun yan›na gelme-
–K›z›m a¤lama!
m a sini istedi. Ömer, yavafl ad›mlarla Peygamberimizin
Kuflkusuz Allah
a yan›na yaklaflt›, diz çöktü ve a¤z›ndan flu sözcükler
baban› koruyacakt›r,
a a r a a tr döküldü:
dedi.
–Lâilâhe illallah, Muhammedün Rasulullah (Al-
mmYZnn
lah’tan baflka tanr› yoktur, Muhammed onun elçisi-
dir).
39. 3. BÖLÜM: ELÇ‹ MUHAMMED r PEYGAMBER‹M‹ Ö⁄REN‹YORUM r 39
Erkam’›n evinde bulunan herkesin flaflk›n bak›fllar›
aras›nda Ömer Müslüman olmufltu.
Hazreti Ömer’in Müslüman olmas›, inananlar›n gü-
cüne güç katm›flt›. Art›k Müslümanlar, dinlerini giz-
leme ihtiyac› duymuyordu. Topluca Kâbe’ye gidip
namaz k›ld›lar. Gün geçtikçe say›lar› h›zla ço¤al›yor-
du. Erkam’›n evine s›¤maz oldular.
‹slâm’›n ça¤r›s›, Mekke d›fl›ndaki insanlara da ulaflt›-
r›lmal›yd›. Bunun için Peygamberimiz, Mekke d›fl›n-
daki kabileleri dolaflmaya bafllad›. Gitti¤i yerlerde
bazen iyi karfl›lan›yor, bazen de olmad›k hakaretlere
u¤ruyordu. Bütün olumsuzluklara ra¤men Peygam-
berimiz, y›lmadan, ümitsizli¤e kap›lmadan ‹slâm’›n
ça¤r›s›n› insanlara duyurmak için çaba gösteriyordu.
Y›ld›rma Hareketleri Bafll›yor
‹slâm’›n ça¤r›s›n› kabul eden insanlar›n say›s› h›zla
artmaya bafllam›flt›. Puta tapanlar bundan endiflele-
niyordu. Müslümanlar›n moralini bozmak ve insan-
lar›n ‹slâm’a yönelmesini engellemek için inananlar-
la toplum içinde alay etmeye bafllad›lar. Onlar› her
gördükleri yerde itip kak›yor ve kötü söz söylüyorlar-
d›. Sevgili Peygamberimizi gördüklerinde ise “Bak›n
hele, flu adam gökten haber al›yormufl!” diye alay edi-
yorlard›. Sadece bununla yetinmiyor, Peygamberi-
mizi çok iyi tan›d›klar› hâlde ona deli, sihirbaz, falc›
gibi sözlerle de hakaret ediyorlard›. Müslümanlara
karfl› yapt›klar› kötülükler o dereceye varm›flt› ki, on-
lar› öldürmeye bile kalk›flt›lar.
40. 40 r PEYGAMBER‹M‹ Ö⁄REN‹YORUM r 3. BÖLÜM: ELÇ‹ MUHAMMED
Ancak bütün y›ld›rmalara ra¤men ‹slâm’›n yay›lma-
‹lk flehitler s›na engel olam›yorlard›. Hiç kimse dininden vaz-
Yasir ve efli Sümeyye
a r m geçmiyordu. Ne yapacaklar›n› bilemez oldular. Mek-
Müslüman oldular.
m a ke’nin önde gelenleri kendi aralar›nda anlafl›p Pey-
Müslüman olduklar›
m a gamberimizin amcas› Ebu Talib’e gitmeye karar ver-
duyulunca iflkenceye
n a n diler. Durumu ona anlatacak ve Peygamberimizi da-
u¤rad›lar. Fakir ve
¤ a r vas›ndan vazgeçirmesini isteyeceklerdi. Ebu Talib’e:
güçsüz olduklar› için
a n
onlar› savunacak ve
na n a –Ye¤eninle konufl, bu iflten vazgeçsin, dediler.
koruyacak kimseleri
r a a m r Ebu Talib, ye¤enini ça¤›rd› ve olanlar› anlatt›. Pey-
yoktu. Dinlerine
t n rn gamberimiz de buna karfl›l›k:
içtenlikle ba¤l›yd›lar.
t n a
Peygamberimize
a rm –Günefli sa¤ elime, ay› sol elime verseler bile ölünce-
karfl› ç›kan Ebu
a a ye kadar mücadelemden vazgeçmeyece¤im, dedi.
Cehil’in amans›z
n
Asl›nda Ebu Talib, Mekkelilerin Müslümanlara yap-
iflkencelerine karfl›
n rn
t›klar› iflkenceleri biliyordu. Peygamberimizin karar-
taviz vermeden
r n
l› oluflundan çok etkilenmifl, ona bir zarar gelmesini
dinlerini yaflamaya
n rn a a
devam ettiler. Onlar›
a r a istememiflti. Peygamberimize destek vermeye devam
dinlerinden
n rn n etti:
vazgeçiremeyen Ebu
a r m n –Üzülme, ben sa¤ oldukça onlar sana bir fley yapa-
Cehil, sonunda
n n a maz, dedi.
onlar› m›zraklayarak
na r a a
flehit etti.
t ***
Yasir ve efli
a r Mekkeli müflrikler, Peygamberimizi bu davadan vaz-
Sümeyye, inançlar›
m a geçiremeyeceklerini anlay›nca baflka bir yol deneme-
u¤runa flehit olan ilk
¤ n t a
ye karar verdiler. Kendi aralar›nda bir antlaflma im-
Müslümanlard›r.
m a r
zalayarak Kâbe’ye ast›lar.
mmYZnn
Buna göre Müslümanlarla her türlü iliflkiyi kesmeye
karar verdiler. Peygamberimizin akrabas› ve Müslü-
manlar düflman kabul edildi. K›z al›p vermek, al›fl ve-
rifl yapmak ve konuflmak yasakland›.
Müslümanlar için uzun ve s›k›nt›l› bir dönem baflla-
41. 3. BÖLÜM: ELÇ‹ MUHAMMED r PEYGAMBER‹M‹ Ö⁄REN‹YORUM r 41
m›flt›. Ticaret yapam›yor, bir fley al›p satam›yorlard›.
Açl›k ve yoksulluk dayan›lmaz olmufltu.
Üç y›l süren bu abluka, sonunda insafl› ve vicdanl›
birkaç Mekkeli'nin giriflimiyle kald›r›ld›. Aralar›nda
Peygamberimizin akrabas› olan birkaç kifli, Kâbe'nin
duvar›nda as›l› bulunan antlaflmay› y›rtarak boykotu
sona erdirdi. Müslümanlar bu boykottan güçlenerek
ç›kt›.
Hazreti Hatice
Hüzün y›l› Peygamberimizin efli
a rm n
Boykot bitmifl, Müslümanlar rahat bir nefes alm›fllar- Hazreti Hatice’ye olan
a r t a
d›. Boykotun bitiminden birkaç ay sonra Sevgili Pey- sevgisi öylesine n
gamberimizi çok üzen pefl pefle iki önemli olay oldu: büyüktü ki, onu hiçbir
t r
D›flar›daki yard›mc›s› amcas› Ebu Talib ve evdeki yar- zaman unutamad›.
a t
d›mc›s› efli Hazreti Hatice’nin ölümleri. ‹kisi de en Sevgili eflininnn
zor günlerinde onu yaln›z b›rakmam›fl ve ona çok bü- deste¤ini, dostlu¤unu
t ¤n t ¤ n
ve fedakârl›¤›n› her
a r ¤n r
yük destek olmufllard›. Dar günlerinin s›¤›nak nokta-
f›rsatta anard›. Çünkü
ra n
s›yd› her ikisi de. Üzüntü içerisinde “Bu günlerde
efli Hazreti Hatice,
r t
ümmetimin üzerine gelen bu iki musibetten hangisi- Peygamberimize en
a rm
ne yanaca¤›m› bilemiyorum.” dedi. Bu y›l, onun için zor günlerinde her
r n rn r
bir hüzün y›l›yd›. yönden destek olmufl,
ö n t m
kimsenin inanmad›¤›
m nn ¤
günlerde ona
n r
Yeni Yurt Aray›fllar› inanm›flt›. Bunlar›
n
bilenn
t
Peygamberimizin
a
na
rm n
Habeflistan sonraki efli Hazreti
n r t
Mekke’de yaflamak iyice zorlaflm›flt›. Müslümanlara Ayfle, Hazreti r t
Hatice’ye g›pta
a t
yap›lan eziyetler gün geçtikçe art›yordu. Bunun üze-
ederdi.
r
rine Peygamberimiz, yeni bir yurt aray›fl›na girdi. ‹lk
olarak on befl kiflilik bir grubun Habeflistan’a göç et- mmYZnn
42. 42 r PEYGAMBER‹M‹ Ö⁄REN‹YORUM r 3. BÖLÜM: ELÇ‹ MUHAMMED
mesine izin verdi. Bu, Müslümanlar›n ilk hicretiydi.
Müflrikler, geride kalan Müslümanlara bask›lar›n›
art›rm›fllard›. Bunalan Müslümanlar, ibadetlerini
yapmakta güçlük çekiyordu. Bir y›l sonra Habeflis-
tan’a, bu defa yüz kiflilik bir grup daha gitti. Mekkeli
müflrikler, buna engel olmak için Habeflistan’a elçi
gönderdi.
Habeflistan Kral› Necafli’nin huzuruna varan elçiler,
getirdikleri pahal› hediyeleri ona sundular. Kral, on-
lara kim olduklar›n› sorunca elçiler:
–Biz Mekke’den geliyoruz. Mekke’den kaç›p ülkeni-
ze s›¤›nan kiflileri almaya geldik, dediler.
Necafli, elçilere:
–Bu insanlar› niçin almak istiyorsunuz, diye sordu.
Elçiler, Habeflistan’a gelen bu insanlar›n atalar›n›n
dinini inkâr ettiklerini, baflka bir dine inand›klar›n›,
bunu yaymaya çal›flt›klar›n›, kendilerinin de buna
engel olmak istediklerini söylediler.
K›sa bir sessizlikten sonra Necafli, oturdu¤u yerden
aya¤a kalkt›. Bir an için ülkesine s›¤›nan Müslüman-
lar› müflriklere teslim etmeyi düflündü. Ne var ki bu,
onun adalet anlay›fl›na s›¤mazd›. Suçlanan taraf› da
dinlemesi gerekiyordu. Kral, ülkesine s›¤›nan Müs-
lümanlar›n huzuruna getirilmesini emretti.
Necafli, elçilerin kendisine anlatt›klar›n› Müslüman-
lara aktard›. Sizin söyleyece¤iniz bir fley var m›, diye
sordu. Bunun üzerine Müslümanlar›n aras›ndan Ebu
Talib’in o¤lu Cafer, öne ç›karak flöyle dedi:
–Biz bo¤az›m›za kadar kötülü¤e batm›flt›k. Allah bi-
ze aram›zdan, do¤ru, güvenilir ve soylu bildi¤imiz bir
44. 44 r PEYGAMBER‹M‹ Ö⁄REN‹YORUM r 3. BÖLÜM: ELÇ‹ MUHAMMED
kifliyi peygamber olarak gönderdi. Bu peygamber,
bizi Allah’› bir bilmeye ve ona ibadet etmeye, babala-
r›m›z›n tapt›¤› putlar› b›rakmaya ça¤›rd›. Bize do¤ru
söylemeyi, emanetleri korumay›, akrabal›k ba¤lar›n›
s›k› tutmay›, komflularla iyi geçinmeyi, kan davas›n-
dan vazgeçmeyi emretti. Ahlâks›zl›k yapmay›, yalan
yere flahitlik etmeyi, yetim mal› yemeyi ve namuslu
kad›nlara iftira etmeyi yasaklad›. Sadece Allah’a iba-
det etmemizi ve ona hiçbir fleyi ortak koflmamam›z›
emretti. Biz de ona inand›k ve söylediklerini kabul et-
tik. Allah ona ne emrettiyse biz de onlara uyduk. He-
lâl k›ld›klar›n› helâl kabul ettik. Fakat kabilemiz bize
çok kötü davrand›, iflkence etti. Bizi dinimizden çe-
virmek için türlü türlü bask› yapt›. Bunun üzerine
baflka çare bulamad›k ve Peygamberimizin tavsiye-
siyle senin ülkene s›¤›nd›k.
Necafli, anlat›lanlar› dikkatle dinledi. Cafer’den, Al-
lah’tan gelen ayetleri okumas›n› istedi. Cafer, krala
Meryem Suresinin bir bölümünü okudu. Allah’›n
ayetlerini dinleyen Necafli, elçilerin anlatt›klar›n›n
do¤ru olmad›¤›n› anlad›. Elçilere, Müslümanlar›
kendilerine teslim etmeyece¤ini, isterlerse ülkesinde
rahat ve huzur içerisinde yaflayabileceklerini söyledi.
Elçileri, getirdikleri hediyelerle birlikte geri gönder-
di. Onlar da elleri bofl bir flekilde Mekke’ye döndüler.
Taif
Sevgili Peygamberimiz, evlâtl›¤› Zeyd’le birlikte
Mekke’ye altm›fl kilometre uzakl›kta olan Taif’e gitti.
Amac› Mekke’deki s›k›nt›lardan biraz uzaklaflmak ve
farkl› kimselere ‹slâm’› anlatmakt›.